Gökyüzünün ne anlama geldiğini unuttum, ayakkabılarımın
merdivenlere olan öfkesinden çıkardığı sesi unuttum, yere düşürdüğüm şekeri
koşa koşa gidip nasıl yıkadığımı unuttum, etrafımda dönen çocukluk rüyalarımı
unuttum …
En büyük arzum çikolata yemekten insanlığımı inşa etmeye
dönüştü. Ülkemin kıymetini ve saygısını düşünürken kültürümün nereye
yansıdığını nasıl yandığını gördüm. Gelecek için bir şeyler yapmayı düşleyen
umutların çamur içindeki haykırışlarını gördüm. Düşünce özgürlüğü denen
kavramın bir insanın elinden nasıl alınabildiğini gördüm … iyi ve kötünün
ortadan kalkıp yerine yeni bir kavramın geldiğini gördüm …
İnsanlar mutsuz, insanlar birbirine güvenmiyor, insanların
arkadaşı yok, insanların sırları yok, insanlar düşünmeyi bıraktı, yiyecek
sadece ihtiyaç iken bizi kölesi yaptı, para adaleti sağlamak için iken ruhları
topladı. Şimdi sadece vurdum duymaz insanlar ve gelecek var …