Sanır mısın ki , elinde tuttuğun hikaye
ile sahip olmadığın hikaye arasında çok fark var ? Sen dokunduğun , gördüğün ve
bildiğin sürece maalesef ki yok , üzgünüm . Aksini duyduysan eğer biri seni
kesinlikle kandırmış ! Her bireyin kendi krallığı, kendi yandaşları , kendi
kuralları vardır ve evet her birey halkını beslemek ona sahip çıkmak zorundadır
ve yine evet halkın arasında isyan edecek gözü açık cesur bir insan hep vardır.
Susmuştur, kızmıştır , güvenmiştir, sebep bulmuştur , haksızlığa uğramıştır en
çok da değer verdiği insanların canı yanmıştır , o yüzden sözleri senin
kılıcından daha keskindir. Sanır mısın ki , güzel sözler karanlığı aydınlatır ? Aslında haklısın, sözler senin ağzından çıktığı sürece ; karanlık da bir
iltifattır.Yolun sınırı belirlendikçe , çemberin tutsaklığı
da kaçınılmazdır. Anahtarını yutmuş olsan bile geçmişinin, hayatına giren her insan, hayatına girmiştir,
ona ne verdiğin ya da vermediğin değil, onun seni nasıl gördüğü , çizginin
zayıflığını güçlendirendir .’ Alma nefesini ona gerçeği söylemeden, yoksa içine
işler kuşkudan hayat veren’der bu konuyu da burada kapatırım !
26 Nisan 2012 Perşembe
24 Nisan 2012 Salı
Şu perdeyi çekin şuradan !
Sessizce isyan ederken yanımdaki yanındakine , isteye isteye kulak misafiri oldum muhabbete..Çikolata fabrikasına gidelim mi seninle ? Ardından bir deli kuyuya taş atar, diğerleri sesi duymadan peşinden atlar, öneriler ve harekete geçirilen düşüncesizlikler, geçici çözümler, unutulamayan unutkanlıklar, verilemeyen sözler derken derken bakın ne buldum !
Bi gün tartışıyoruz bilge bir kadınla , dedim ki nefret etsin !
-Neden nefret ?
-Nefret geçicidir,öfkedir ! ama üzülmesin !
-Neden üzülmesi yerine nefreti seçiyorsun ?
-Kalp kırıldığında onu eski haline getiremeyiz ama nefret uçar gider.. Bir gün yine her sey normale dönebilir, ne gerek var üzülmeye, nefret etsin !
-Nefret etsin .
Düşündüm düşündüm başka bir yere gittim yine
fotoğraflar !
Ben hiç fotoğraf saklamam, sevmem ben anıları, çıkmasın öyle kitapların arasından filan, yaşanmışlar yaşandıklarıyla kalsın.
Bak diyorum tekrar, ne gerek var üzülmeye, bırakın nefret etsin !
22 Nisan 2012 Pazar
Yok arkadasım ya direkt mevzuya gireceğim !
Aklını meşgul edeceksin sürekli, niye
biliyor musun ? Çünkü ne zaman elmadan daha önemsiz bir şey düşünsen o zaman
neden üzüldüğünü hatırlıyorsun , yok ya elmayı da düşünmeyeceksin , oraya kadar
gelme bile. En güzeli yolun ortasında terk-i diyar eylemek. Yok hayır sonunu
bilsem bile devam edeceğim diyorsan eğer, bence hızını arttır ve en yakın
duvarın önünde dur, bak şöyle biraz, sonra başla konuşmaya, çünkü diğer
insanların verdiği tepki de o duvarınkinden farklı olmayacaktır.
20 Nisan 2012 Cuma
Nefesimi tutmadığım zaman,bak neler oluyor !
'Bazen' kelimesi, (bazen) insanların düşündüğünden daha da derindir. Özlediklerim gibidir, sınırları keskin, hisleri değişkendir. Bazen zamanı da önemsemem, bazen ise önemsemediğim o zamana aşkımı teslim ederim. Bazen de kalbimi ödünç verdiğim doyumsuz bir bedenle karşılaşırım. İşte o beden benden tüm ruhumu ister. Eskiden kendi rengini koruyan saflığım, umutsuz umutların ışığında kaybolur, engebeli çıkışlarda yolunu arar. Asla geriye bakmaz. Attığım her adım beni kendi nefesimde izler, söylediğim her söz inancımı elimden alıp, bana yeni bir dünyayı betimler. Pamuktan bir zemin inşa eder. Kırık kalp parçalarından, kırık kalp düşlerinden, kırık kalp inançlarından.. Biliyorum, aslında her sey içimizdedir, mutluluk, saflık, sessizlik tıpkı diğer kötü şeyler gibi.. Belki de bazen sahip olduklarımıza, bizden daha iyi bakacak birini bulmak yerine, sadece beklemeliyiz. Çünkü bazen, tesadüfler ' düşlediklerimizden daha da çok kalıcı ' olabiliyor.
( Bazen de önem verdiğimiz bir insanın gözünden tüm dünyayı görebiliyoruz, sen gibi )
( Bazen de önem verdiğimiz bir insanın gözünden tüm dünyayı görebiliyoruz, sen gibi )
17 Nisan 2012 Salı
Gördün mü,şimdi gözlerini açabilirsin !
Pollyanna’nın yine canı sıkılmış pembe
dünyasında de geç (me) ! Başını
belirler,sonunu tahmin eder,ortasında keyfini sürer ! Bu bir tekerleme gibi mi
göründü, aslında hayır gayet sıradan, vasat bir cümle, hatta ve hatta içimizde
yaşıyor,onu uyandırmak istemez miydiniz ? Siz zahmet etmeyin canım ben çoktan
yap-tım ! Düş kırıklarımda boğuldum, gözyaşlarımdan kardan adam yaptım , hem de
erimeyeninden, dokunmak istemez miydiniz
diyebilmeyi çok isterdim ki benim sahip olduğum kardan bi adamı siz ne
yapçaksınız ki ? Belki senin ateşten diğerinin de kumdan bir adama ihtiyacı
var.Kim bilebilir ki ?
15 Nisan 2012 Pazar
Yanındakine Söyleme
Şimdi söylenecek sözlerin yanında söylenmeyecek sözler de var ama maalesef bu iki kavram sürekli yer değiştirir kararsız beyinlerde.Hayır kesinlikle aşk sözlerinden bahsetmiyorum,hele sevgi hiç değil,bir de uğruna her şeyden vazgeçmek mi? hadi canım tabiki de bunlardan bahsetmiyorum.Kendimize söylediğimiz,kendimizi avuttuğumuz,geriye bakmayı unuttuğumuz,altını aramadığımız,üstüne basıp geçmekten korkmadığımız,kendimize söylediğimiz kendi cümlelerimizden bahsediyorum hatta bunların üzerine beklediğimiz karşılıktan bahsediyorum,hayır hayır ben tamamen egodan bahsediyorum,birileri bu kısmı atlamış sanırım.Kim mi ? sen,ben,diğeri,şu yanında oturan kedi,tvdeki adam,yanından geçerken suratına bakmadığın kadın,yere tüküren çocuk,sevgilisinden ayrılan erkek,kürsüdeki adam...Liste uzun sanırım neyse,bu dışavurumda eksik bir şey var,bir gün bulacağım,eminim !
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)