24 Nisan 2012 Salı

Şu perdeyi çekin şuradan !


Sessizce isyan ederken yanımdaki yanındakine , isteye isteye kulak misafiri oldum muhabbete..Çikolata fabrikasına gidelim mi seninle ?  Ardından bir deli kuyuya taş atar, diğerleri sesi duymadan peşinden atlar, öneriler ve harekete geçirilen düşüncesizlikler, geçici çözümler, unutulamayan unutkanlıklar, verilemeyen sözler derken derken bakın ne buldum !
 Bi gün tartışıyoruz bilge bir kadınla , dedim ki nefret etsin !
-Neden nefret ?
-Nefret geçicidir,öfkedir ! ama üzülmesin !
-Neden üzülmesi yerine nefreti seçiyorsun ?
-Kalp kırıldığında onu eski haline getiremeyiz ama nefret uçar gider..  Bir gün yine her sey normale dönebilir, ne gerek var üzülmeye, nefret etsin !
-Nefret etsin .
Düşündüm düşündüm başka bir yere gittim yine
fotoğraflar !
Ben hiç fotoğraf saklamam, sevmem ben anıları, çıkmasın öyle kitapların arasından filan, yaşanmışlar yaşandıklarıyla kalsın.
Bak diyorum tekrar, ne gerek var üzülmeye, bırakın nefret etsin !

1 yorum: